Uzun ama çok uzun zaman sonra bir Kore dizisi tanıtımı yazacağım. Bu işi unutmuş bile olabilir bakalım nasıl olacak okuyup göreceksiniz:P Dizimi sanırım 2 ay önce falan tanıtımlarda gördüm ve oyuncu kadrosu başta olmak üzere konusuyla da kesinlikle izleyeceğim diye karar verdim. Baş rollerde iki çok sevdiğim oyuncu Gong Hyo Jin ve Jo In Sung oynuyor. Çok ama çok uyumlu olduklarını söyleyebilirim. Zaten Gong Hyo Jin kimle oynasa aşırı derecede yakıştırıyorum sanırım kızın yeteneğiyle alakalı:)
Konu psikiyatri, psikolojik hastalıklar, sorunlu kişiler ve bunların yakın dostları ilişkileri üzerine gelişiyor. Dizinin bize vermek istediği kesin mesaj: psikiyatrik sorunları olan insanlar aramızda onları dışlamayalım ve onlarında herkes gibi bir hayat sürmeye hakkı olduğunu unutmayalım. Hikaye bunun üzerine gelişiyor ve her bölüm bize bunu hatırlatmaktan çekinmiyorlar.
Erkek karakterimiz Kore’de çok ünlü bir yazar. Önceden aşk romanları yazsa da son zamanlarda cinayet romanlarına yönelmiş aynı zamanda bir radyoda DJ’lik yapıyor. (hobi olarak düşünebiliriz.) Nereden başlayacağımı bilemiyorum o kadar çok sorunu var ki:) Bir de hiç izlemeyenler için spoiller olacak o yüzden şöyle genelleyeyim örnek bir OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk – halk arasında takıntı hastalığı) olduğunu söyleyebiliriz. Neye takıntısı var dersek: öncelikle odasında ki renklere (sarı, mavi, kırmızı, siyah) , uyuduğu yere (dizi hakkında önemli bir bilgi izleyip görelim), insan ilişkilerine, kıyafetlerine vb. bir sürü takıntısı var. Tüm bunların yanında çok zeki bir insan olduğunu söylemek gerekiyor.
Kadın karakterimiz bir psikiyatrist, kendine ait doğruları var ve bu inançlarından vazgeçemiyor. Ailesi ile ilgili sorunları var bu onda cinsel konuda bir fobiye yol açmış. Bu korkusunu yenemiyor. Bu ikisi arasında ki aşk sorunlarını düzeltmeye yetecek mi yoksa birbirlerini böyle mi kabul edecekler izlerken öğreneceğiz.
Bunun dışın da her karakter verdiği mesaj konusunda dizi için çok önemli. Yan karakterlerin bile kendine özgü yönleri var. Hiç bir kişi boş yere diziyi işgal etmiyor. Yan karakterlerden bile dolu dolu bir dizi çıkabilir. Bu da diziden sevdiğim özelliklerden.
Korelilerin sevdiği konulardan olan bir evde birlikte yaşamak (yaşamak zorunda kalmak vb) bu dizide de var ve renk katıyor. İki psikiyatrist, bir tourette sendromlu bir genç ve ünlü bir yazar bir evde kalıyor. Güzel bir fıkra başlangıcı olurdu:)
Yazının bundan sonraki bölümü dizi hakkında izleme keyfi kaçırabilecek bilgiler içerir, lütfen dikkat;)
Gelelim yorumlarıma ilk bölümlerde çok acayip merakla ve severek izledim ama 8. bölümden sonra dizi hızla ivme kaybetti gibi geldi ve artık merakla beklemediğimi fark ettim. Bazı şeyler çok gözüme batmaya başladı. Örneğin Yazarın hayali karakteri olan çocuğu normalde bizim sadece o gördüğü zamn görmemiz lazım değil mi? Ama baya baya çocuğa ayrı hikaye yaratmışlar ve yazar görmediği zamanlarda bile biz çocuğun neler yaptığını izliyoruz. Bu o kadar feci derece de bir hata ki anlatamıyorum resmen hayal kırıklığına uğradım izlerken:) Zaten başta o kadar çok hayali karakter olduğu vurgusu yapıldı ki acaba bizi keklemeye mi çalışıyorlar gerçekte var mı çocuk demeye başladım.
İkinci konu adam çok zeki bir adam ve hayali karakter olduğunu kendisi fark edebilecek yeteneğe sahip. (Bakınız: Akıl Oyunları) Zaten bu zekası onun şizofreni olduğunu fark etmesi ve bunla başa çıkması üzerine dizinin genel konusunu götürecekti. Belki ilerleyen bölümlerde olur, hakkını yemeyeyim şimdiden.
Üçüncü ve diğer önemli bir konu adam 2 yıldır bu çocukla görüşüyor, telefonlaşıyor, hatta hikaye taslağı alıyor ama etrafında ki kimse fark etmiyor. Bu da diğer bir eksi yönü. Bu ara Exo D.O. nun oyunculuğu da iyiymiş bunu görmüş olduk;)
Çok güzel bir fikir evet hayali bir karakter kattınız diye süper ama bunun hakkını verememişsiniz gibi geldi bana çok ama çok üzgünüm. Bu da izleme zevkini hayli kaçırıyor. Böyle bir konuyu ele alıp da sırf aşka yönelince de sıkıldım. Bu bakımdan benim için süper başlayıp yavaş yavaş yıldızı sönen bir dizi oldu. 10 bölüm izledim açıkcası 11. bölümü izlemek içimden gelmiyor ama yarım bırakmayı da sevmiyorum ikili hatırına izleyeceğim sanırım. Hem 16. bölüme kadar belki bir şeyler olur ve tekrar bağlanırım diziye.
Ayrıca harika bir OST’si var dizinin. Müzik seçimleri pek hoş, sırf müzikleri için bile izlebilir;)
Uzun zaman sonra sevdiğim bir Kore dizisi buldum ama çabuk kaybettim gibi bir şey oldu:P yine de bu çifti çok sevdim:) Birlikte başka yapımlarda görmek dileğiyle;)
Nice güzel diziler keşfetmeniz dileğiyle, kendinize iyi bakın;)
Astrea'nın Atlası 
Çok takılmadan izliyorum ben eğleceli. Bir ara acaba hepsi mi kafasında dedim. Kızla olan ilişkisi falan da yani. Peki ben anlamadım neden o çocuğu görüyormuş. Evet yazar görmeden çocuğu görmemiz cidden saçma ama boşver dedim. Mutlu son istiyorum inşallah batırmazlar sonunu.
Ahah ben de bu hatalardan sonra öle düşünmeye başladım hepsini bize gösteriyorlar acaba hepsi kendi hayali mi diye:) sonu Lost’a bağlamaz umarım:)
*SPOİLER*SPOİLER*SPOİLER*SPOİLER*
Hayali karakter-şizofreni olayı cidden güzel bir konuydu ama dediğin gibi olay deşifre olduktan sonra öylece kaldı. Belki ileriki bölümlerde daha farklı ilerler bilemiyorum ama hem izleyici hem de dizi içindeki karakterler olayı öğrenince hafiften heyecanı kaçtı dizinin. Bu noktadan sonra işi drama bağlayacaklar diye korkuyorum.
*SPOİLER*SPOİLER*SPOİLER*SPOİLER*
Yine de keyifle izliyorum tebikisi. Eğlenceli 🙂 Yan karakterler diziye renk katıyor. En çok tourette sendromlu karakteri seviyorum. Dizinin sonu nasıl olacak merak ediyorum, belki ters köşe oluruz =))
(Koca spoiler uyarıma rağmen spoiler yiyenler, siz kaşındınız.)
Ahaha aynen spoiller uyarısnı ciddiye almalı bazı diziler de kendimiz keşfetmek daha iyi oluyor ama bazı diziler de bu olayı öğrenince başlamak istiyor insan 😀
Ama bu dizide 2. bölümden sonra yavaş yavaş çaktırdıkları için baştan bilmek daha iyi:)
Umarım sonunu güzel bağlarlar yaa tek umudum o:D
bende benzer düşünceleri paylaşıyorum. Çok hoş bir dille ifade etmişsin okurken pek keyif aldım açıkçası benim beklentim daha fazla psikolojik vaka görmekti ama ana karakterler üzerinde yoğunlaşmış bir örgü olmuş. Çoğu diziden güzel ama yüksek beklentiyle başlayınca insana biraz hayal kırıklığı yaşatabiliyor. Ama aslında son zamanlardaki pek çok diziden daha iyi bir oyunculuk ve sempatiklik var 😀
Aynen sanırım sorun baştan iddalı girince bizim beklentileri yükseltmiş olması yoksa bir çok diziden daha iyi kesinlikle:)
Asti öncelikle niye yazı yazdığını söylemiyon oğlum prime timeda da paylaşır insan neyse konuya geçiyom asdkjhjhgasd d.o’yu neden adam görmemesine rağmen görüyoruzu ben düz bi insan olduğumdan hiç felsefe yapmadım kafamda asdljkhaskdjhasd d.o koymuşuz zaten az görünüyor millet de onun için izliyor biraz daha fazla sahnesi olsun diye koymuşlardır diye düşünüyorum. Çünkü felsefe yaptım ne olabilir acaba ne ayak falan diye pek bişey çıkmadı sdakljasd. Ben de daha psikolojik geyik öğrenecez kendimizi de keşfederiz bi yandan diye umuyordum ama çok fazla kdrama oldu bi yerlerde. He ben hala beğeniyorum ama diziyi bi bayıklaştı hakkın var. Bir de bunlar sahilde sefişti aslında algısı yaratmıyorlar mı ben mi öyle algılıyorum. Öyleyse kadın adamı mı bekliyormuş cinsel takıntısını atmak için diye düşünecem de asdjkhasdjkh. En son anayla ilgili bi geyikler çıktı ya tüm bunlar orada bi yerde birleşecek ama bakalım. D.O’nun gerçek olması da biraz mantıksız kimseye görünmedi çocuk. Kendi çocukluğu ya da yaşamadığı çocukluğu olduğundan belki adam görmeyince de görüyoruz d.o’yu yani d.o aslında adamın kendi gençliği. Biz onun gençliğini izliyoruz diye de düşündüm felan.
Adfsadsafdas vallah yabtım reklam ama demek denk gelmedi:D
Evet biraz baysa da hala diğer dizilerden daha iyi yönleri var o yüzden izlenir eğlenilir 😀
Evet sahilde o ş oldu bittiye geldi ben de ona takıldım yani bu kadarmıymış yıllardır o çektiği sıkıntılar. Çok çabuk aştı gibi geldi bana da:)
Yaa D.O adamın küçüklüğü olsa bile ne bilim gösterdikleri ayrıntılarda çok öenmli değil o yüzden hani küçüklüğünü görmemiz için gösteriyolar diyemiyorum. Bilmiyom hepsi hayal çıkmasında dsadafdasdas
şu “kang woo, jae yeol’ün hayalinde ise neden biz jae yeol yokken de onu görüyoruz” meselesi için ben mantık hatası olduğunu sanmıyorum. açıklamam geliyor şimdi de :3
kang woo, sadece jae yeol’ün yarattığı, ona arkadaşlık eden bir karakter değil, jae yeol’ün tıpatıp aynısı. hatta kang woo, jae yeol’dür diyebiliriz. onu, jae yeol olmadığında da görmemizin sebebi jae yeol’ün hayatındaki, duygularındaki, psikolojisindeki değişiklikler bence. kang woo ile ikisi aynı kişiler olduğundan jae yeol’de olan en küçük değişiklik kang woo’ya da yansıyor. ve senaristler jae yeol’deki değişikliği daha iyi anlayabilmemiz, gözlemlememiz için kang woo’yu da görmemiz gerektiğini düşünüyor bence. bir de zaten hiçbir zaman kang woo’nun hayatına direkt olarak bakmıyoruz. bir olay öncesi veya sonrası muhakkak jae yeol ile telefonda konuşuyor. kang woo’yu gördüğümüz her seferinde ikisi fiziksel olarak yan yana olmadığında telefonla iletişim halinde oluyorlar. yalnız bir kez, yalın ayak dayaktan kaçarken evvela telefonda konuşmamışlardı. o sıra jae yeol ile ilgili ne oluyordu hatırlamıyorum ama ne olduysa herhalde ona dayak yediği zamanları hatırlattı bu. devamında da kang woo dayaktan kaçıp jae yeol ile buluşuyordu zaten. yani sonuçta kang woo’nun kendi ayrı hikayesi yok. onunla ilgili olan her şey jae yeol ile ilgili, jae yeol kaynaklı.
diyeceklerim bu kadardı fakat düşünürken daha kısa gelmişti TT___________TT
Zaten çocukluğu oldu çok bariz de ben o yüzden gösterdiklerini düşünmüyorum. Çünkü gösterdikleri sahneler çok öenmsiz mesela sanki diziden gerçek bir karaktermiş gibi bisiklette binerken gösteriyorlar ya da yolda yürürken elinde sorun olduğunu gösteriyolar falan yani bu sahnlerin küçüklüğüne dair çok önemli anlar olduğu için göstermiyorlar resmen öylesine sahne koymuşlar gibi.
Eğer hayali karakterse sadece yazarla iletişim halinde olduğunda görmeliyiz eğer küçüklüğüne dair anı vereceklerse de o an vermeliler diye düşünüyorum. Tabi farklı yorumlanabilir, herkesin yorumu farklı:))
Kang Woo sadece onun gençliğinin yansıması değil ama dediğim gibi JY’ün şimdi yaşadıkları ve psikolojisi de ona yansıyor. (KW’ya Lou Gehrig teşhisi koymasının çocukluklarıyla alakası yok, son döneme ait bir olay bu.13-14. bölümlerde daha net anlaşılıyor) misal morallerinin eş zamanlı bozulması, parmak seğirmesi, öksürük vs. şimdisi de sayılır yani. Kang Woo sadece hayali bir karakter değil, onun ve genel olarak akıl sağlığının avatarı diyebiliriz herhalde. KW’yu gördüğümüzde JY’ün hayatında ve kafasında bir hareketlenmeler olduğunu anlıyoruz. o basit sahnelerin muhakkak anlamı vardır ama tabii sahneleri daha çarpıcı yapabilirlerdi yine de. izleyicide o kadar büyük etki bırakmıyor halüsinasyonun bu kadar düz olması.